EN

Ajans France Press’e konuşan Cumhurbaşkanı Tatar; “KKTC  BİR  GERÇEKTİR VE GÖZARDI EDİLEMEZ”

Türkevi’nin açılışına katılmanın yanı sıra, Kıbrıs konusuyla ilgili temaslarda bulunmak, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüşmek ve Genel Sekreter’in iki lider onuruna vereceği yemeğe katılmak üzere New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ajans France Press muhabirine bir mülakat verdi, soruları yanıtladı.

Baştan beri sahip olduğumuz egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü hakkımızın yeniden teyidi için mücadele verdiğimizi, bu çerçevede kendi devletimize sahip olma hakkını da halihazırda elinde bulundurduğumuzu anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, bu politikamıza Türkiye tarafından de desteklendiğini ve nitekim Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada bu desteği tekrar vurguladığını belirtti.

Geçtiğimiz Nisan ayında Cenevre’de gerçekleşen 5 artı BM toplantısına da atıf yapan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs meselesinin sadece Kıbrıs’taki iki halkı ilgilendiren bir mesele olmadığını, Türkiye ve Yunanistan yanında Doğu Akdeniz’deki stratejik dengeleri etkilediğini ifade etti. Maraş konusunda sorulan soruya karşılık, 50 yılı aşkın bir süredir devam eden müzakereler sürecinde bu konunun da gündeme geldiğini, Kıbrıs Rum tarafının Annan Planı’na olumsuz oy vermesine karşın Avrupa Birliği’ne alındığını ve o tarihten bu yana Kıbrıs konusunun daha zor ve karmaşık hale geldiğini izah etti. Kıbrıs Rum tarafının adanın doğal kaynakları hususunda işbirliğini dahi reddettiğini anlattı. Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü zemininde yan yana yaşayan iki ayrı ve bağımsız Devlet’in aralarında işbirliği oluşturmasına hazır olduğumuzu, ancak Rum tarafının sözde tanınma kaygılarıyla bunu kabul etmediğini, halbuki kalıcı ve sürdürülebilir uzlaşı için karşılıklı saygı ve dengenin tesisinin şart olduğunu ifade etti. Bu çerçevede, Türkevi’nin açılış törenine katılan Amerikan Ortodoks Başpiskoposu’na Rum-Yunan yetkililerin saldırdığını, Anastasiades ve Mitsotakis’in ise Başpiskoposa verdikleri randevuları iptal ettiğini, bu tür hareketlerin onların hazımsızlığını ve hoşgörüsüzlüğünü gösterdiğini belirtti. Kıbrıs’ın ve Kıbrıs meselesinin tarihçesinden de örnekler veren Tatar, adanın hiçbir zaman Yunanistan’ın idaresine girmediğini ifadeyle, uluslararası topluma Kıbrıs’taki gerçekleri kabul etmeleri çağrısında bulundu. Bir soruya karşılık, Rum-Yunan ikilisinin 1960’lı yıllardan beridir adayı hegemonyaları altına almaya çalıştıklarını, bu mücadelenin halen devam ettiğini, Kıbrıs Türklerini 1974 yılındaki Türkiye’nin gerçekleştirdiği Barış Harekatı’nın kurtardığını, 1963’ten bu yana kendi yapılanmamızı gerçekleştirdiğimiz süreçte Devlet noktasına geldiğimizi, Türkiye’nin Devletimize tam destek verdiğini ve bundan geri adım atmamızın söz konusu olmadığını söyledi. Yeni politikamıza AB ve uluslararası toplumdan güçlü tepki gelmiş olması ışığında bu konuda ne yapmayı öngördüğümüzün sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Tatar, gerçekçi ve sürdürülebilir bir uzlaşı için elzem olan iki egemen Devlete dayalı politikamızı sabırla anlatmaya devam edeceğimizi ve uluslararası toplumdan buna açık fikirlilikle yaklaşmasını talep ettiğimiz vurguladı. Diyalogdan hiçbir zaman kaçmadığımızı, ancak bu diyaloğun doğru ve gerekçi bir zemin üzerine kurulması gerektiğini, KKTC’nin bir gerçek olduğunu ve bunun göz ardı edilmesinin mümkün olmadığını söyledi.