EN

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “50’nci yılında Kıbrıs Barış Harekatı Alternatif Bakış Açılarıyla Türk Tarihindeki Yeri” başlıklı konferansa katıldı

“Kıbrıs Türkü, bu topraklarda büyük bir varlık mücadelesi verdi... Kıbrıs meselesi Türkiyesiz çözülemez”

Fotoğraflar

“50’nci yılında Kıbrıs Barış Harekatı Alternatif Bakış Açılarıyla Türk Tarihindeki Yeri” başlıklı konferans Girne'de yapıldı.

Kıbrıs Türk Memur Sendikası (Memur-Sen), bugün, Acapulco Otel’de “50’nci yılında Kıbrıs Barış Harekatı - Alternatif Bakış Açılarıyla Türk Tarihindeki Yeri” başlıklı konferans düzenledi.
 
Konferans, 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’nın 50’nci yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde Türk Eğitim -Sen öncülüğünde yapıldı.
 
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar konferansta yaptığı konuşmada, 50’nci yıl dönümünün büyük bir coşkuyla kutlandığı Barış Harekatı’nı alternatif bakış açısıyla değerlendiren bu organizasyonu düzenleyenlere teşekkür etti.
 
Kıbrıs Türkü’nün bu topraklarda büyük bir varlık mücadelesi verdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının kendi kimliği, kendi kültürü ve milli değerleriyle adadaki varlığını sürdürebilmesi için Anavatan Türkiye’nin desteğinin önemli olduğunu vurguladı.
 
Türkiye’nin 1950’lerdeki zor yıllarda burayı unutmadığını, Kıbrıs’taki milli eğitimin devam etmesi için gereğini yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Hasene Ilgaz gibi milletvekilliği de yapan öğretmen kökenli insanları buraya gönderdiğini, buradaki eğitimcilerle Kıbrıs Türk eğitim sisteminin geliştirilmesi için çok çalışmalar yaptığını söyledi.
 
İngiliz sömürge döneminde büyük zorluklar yaşandığını, Türk bayraklarının, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarının okullara asılmasının yasak olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:
 
“Daha o zamandan Anavatanla bağlarımızı koparma, eğitim müfredatımızın bambaşka yerlere çekilmesi, insanlarımızın milli değerlerinden, kültürlerinden, dinlerinden uzaklaştırma, burada farklı bir toplum yaratma noktasında uğraş ve çabaları vardı…”
 
Osmanlı devletinden kalan mirası ve vasiyeti milli duygularla benimseyen Kıbrıslı Türklerin böyle bir milletin torunları olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, o dönemki imkansızlıklara ve koşullara rağmen milli kimliğin korunduğunu, o sıkıntılı günlerde dahi çocukların, gençlerin milli değerlerle eğitildiğini, her zaman büyük milletin ayrılmaz ve kopmaz bir parçası olarak hissedildiğini söyledi.
 
O dönem iletişim konusunda yaşanan olanaksızlıklara da değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Ankara radyosunu dinleyebileceği bir radyo satın almak için dedesi Hüseyin Zihni Tatar’ın 1900’lü yıllarda Poli’de bir arsa sattığını da anlattı.
 
“Bizler buralara yüzyıllar önce geldik”
 
 
 
Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu halkın o zamanlarda varlığını, kimliğini, milliyetçiliğini, milli değerlerini, kültürünü muhafaza edebilmesi, belki de Kıbrıs Türk tarihindeki en önemli dönüm noktasıydı” dedi.
 
“Bizler buralara yüzyıllar önce geldik” diyerek Kıbrıs tarihine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, “Nerede olursak olalım hepimizin kalbi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde atmaktadır. Bu devlet, bizi birbirimize bağlayan ve milli değerlerimizi, bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü ifade eden en önemli varlığımızdır… ” şeklinde konuştu.
 
Son yıllarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin değerinin, Mavi Vatan’daki öneminin daha da arttığını söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin bölgenin en güçlü, büyük, söz sahibi ülkesi olduğunu vurguladı.
 
Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş’tan alınan vasiyeti seslendirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Başbakan Ünal Üstel ile aynı yolu yürüdükleri ve aynı yüreği paylaştıklarını, Türkiye’ye güvendiklerini söyledi.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs meselesi Türkiyesiz çözülemez. Bazılarının ‘Kıbrıs Kıbrıslılarındır ve Kıbrıslılar bu işi çözecek’ siyasetinin altında çok büyük tuzaklar ve samimiyetsizlik yatmaktadır. Kıbrıs’ta iki millet vardır. Kıbrıs’ta Kıbrıs Türkü, Kıbrıs Rumu vardır. Kıbrıs Türkü büyük Türk milletinin ayrılmaz ve kopmaz bir parçasıdır. Yalnız değiliz… Bu dava da ortak davamızdır. Bu meseleyi Türkiye ile götürmekteyiz” dedi.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, Cumhurbaşkanı olarak kendisinin, Başbakanın ve hükümetin her hal ve şartta, özellikle Kıbrıs meselesinde ayrıntıları Türkiye ile tartıştıklarını belirterek, yeni milli siyasetin iki devlet siyaseti olduğunu anımsattı.
 
Federal çerçevede bir çözüm şeklinde burasının Avrupa Birliği adası olacağını, Türk askerinin adadan çekileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “50 yıldır adada barış, güvenlik ve huzurun teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adadan çekilmesiyle Kıbrıs Türkü'nün başına gelecekleri tahmin etmek için dâhi olmaya gerek yok… Gazze’de olanları görüyoruz” diye konuştu.
 
Kıbrıs Türkü'nün büyük bedeller ödediğini belirten Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, sözlerini şöyle tamamladı:
 
“Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa Kuzey’deki egemen bağımsız Türk devletinin tanınması, devlet olarak bunun parçası olmasıyla kalıcı adil ve sürdürülebilir olabilir. Onlar Cumhuriyet biz cemaat, Avrupa Birliği kuralları içinde vatandaşlık haklarıyla bir anlaşmanın kalıcı ve sürdürülebilir olacağını düşünüyorlarsa çok yanılıyorlar. Kendi milli değerlerimizi, milli kimlik ve kültürümüzü kaybedip, o şekilde bir organizasyona ve maceraya girecek halimiz yok…”