Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Bağlıköy direnişinde şehit düşenleri anmak üzere Bağlıköy Şehitliği’nde düzenlenen törene katıldı
Bağlıköy direnişinde şehit düşenlerin anıldığı tören, saat 10.00’da çelenklerin protokol sırasına göre şehitliğe sunulmasıyla başladı ve bir dakikalık saygı duruşunun ardından saygı atışı yapılarak, bayraklar İstiklal Marşı eşliğinde göndere çekildi.
Fotoğraflar
Şehitlik özel defterinin imzalanmasının ardından günün anlam ve önemine ilişkin konuşmaları Yedidalga İlkokulu Öğretmeni İldem Gökşan, Bağlıköy Şehitleri Tertip Komitesi Başkanı Taner Kerimoğlu ile Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yaptı.
Yedidalga İlkokulu öğrencilerinin şiirler de okuduğu anma töreninde, din görevlisi şehitler için dua okudu ve şehit kabirlerine çiçek bırakıldı.
Cumhurbaşkanı Tatar törende yaptığı konuşmada, Bağlıköy direnişinin, Kanlı Noel’den bir buçuk yıl sonra gerçekleştiğini kaydederek, olayların 1960 Kuruluş Anlaşmaları'nın daha mürekkebi kurumadan gerçekleştiğini söyledi. Kıbrıs'ı Yunanistan’a bağlamak için ada genelinde Kıbrıs Türk halkının katledildiğini, soykırıma uğradığını ve göç ettirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının, Anavatan Türkiye ve Türk Mukavemet Teşkilatı'nın (TMT) da desteğiyle, ada genelinde hem güneyde hem kuzeyde Baf'ta, Limasol’da, Larnaka’da, Lefkoşa’da, Karpaz'da, Girne’de, Güzelyurt'ta büyük bir cesaret gösterdiğini ifade etti.
"Kıbrıs Türkü destan yazmıştır"
Bereketçilerin de cesaretiyle silahlanmanın, örgütlenmenin ve orantısız güç karşısında çocukları, gençleri, halkı ve yaşlıları koruyabilmenin sanıldığı kadar kolay olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Erenköy’deki çatışmalara, her yerden, özellikle Türkiye’den öğrencilerin gelmesi sebebiyle 1960, 1961 ve 1962 yıllarında çok sayıda gencin şehit düştüğünü ama yıkılıp, pes etmediklerini söyledi. Bereketçiler ve TMT’nin desteğiyle bu bölgelerin korunduğunu ve buradaki Türk varlığının devamının tarih sayfalarındaki destanın açık bir ifadesi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs Türkü destan yazmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının, dünyada ender görülen bir cesaret örneği gösterdiklerini ve şehitlerin, halkı yok etmek için yapılan her türlü saldırıya göğüs gerdiğini, diniyle, imanıyla, vatan sevgisiyle, cesaretiyle bu topraklardaki varlığı sürdürmek için direndiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, şehitlerin canlarını, gelecek kuşaklar, Kıbrıs Türk halkı ve "Kuzey Kıbrıs Türk Hükümeti" için feda ettiklerini ifade etti ve “Onlar şehit olurken daha Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulmamıştı. Otonom devlet kurulmamıştı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti onların şehit edilişinden yirmi iki yıl sonra kuruldu” dedi.
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yaşamak için kurulmuştur”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 41. yıl dönümünde bütün dünyaya, Bağlıköy'den seslenen Cumhurbaşkanı Tatar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yaşamak için kurulmuştur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bir anlaşma olacaksa mutlak surette bu anlaşmanın bir parçası olacaktır” vurgusu yaptı.
Cumhurbaşkanı Tatar, Cenevre görüşmelerine Anavatan Türkiye Cumhuriyeti'nin tam desteğiyle gideceklerini ve Kıbrıs Türk halkının egemenlik hakkıyla orada olacağını belirtti. Rumların halk, Türklerin ise toplum veya cemaat olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz onlar kadar bir halkız. Onun da egemenliği vardır. Bizim de egemenliğimiz vardır. Bunlar uluslararası anlaşmalardan kaynaklanmaktadır ve altı da doludur. Altında şehitlerimiz vardır. Ödediğimiz bedeller vardır. Yaptıklarımız vardır. Mücadelemiz vardır” dedi.
“Çocuklar geleceğin teminatıdır”
Çocukların geleceğin teminatı olduğunu, çünkü gelecekte Kıbrıs Türk halkını yöneteceklerini ve her türlü Türk varlığının simgesi olarak geleceğe taşıyacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Güney Kıbrıs'ın, Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra elli yıldır devam etmekte olan barış, huzur ve güvenliğin devamını ve daha refah, zengin ve müreffeh yarınlara birlikte yürümeyi istiyorsa başını kaldırıp kuzeye bakması gerektiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, gelişmelerin, devlet yapısının, halkın, gençlerin ambargo ve izolasyonlara rağmen hala büyük bir cesaretle direnebilmesinin, direnirken ekonominin büyümesinin, refahın artmasının, Türkiye'nin de desteğiyle Türk Devletleri Teşkilatı'ndaki gözlemci üyeliğin ve Kıbrıs Türk halkının varlığının başarılı bir şekilde anlatılmasının şehitlere borçlu olunduğunu kaydetti.