EN

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, International Crisis Group yetkililerini kabul ederek görüştü.

International Crisis Group’un, uluslararası anlamda tanınmış ve söz sahibi bir kurum olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, bu bağlamda kurum tarafından yayınlanan raporların ve yapılan çalışmaların önemli olduğunu kaydetti.

“KKTC HER GEÇEN GÜN KÖKLEŞİP KENDİ İNSANINA UMUT OLMAYA DEVAM EDİYOR”
Uluslararası güçlerin Kıbrıs’ın gerçeklerini bir türlü göremediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, 60 yıla yakın bir süredir Kıbrıs’ta 2 devlet bulunduğunu söyleyerek, Kıbrıslı Türklerin kendi kendini yönetme hakkının bir tezahürü olarak Türkiye’nin de tam desteğiyle kurulan KKTC’nin her geçen gün kökleşerek kendi insanına umut olduğunu vurguladı.

“RUMLARIN AB’YE ÜYE OLMASI KIBRIS SORUNUNU DAHA DA DÜĞÜMLEDİ”

Geçen süre zarfında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rum cumhuriyetine dönüştüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Tatar, Annan Planı’na hayır diyen Rum kesiminin AB’ye üye olduğunu bunun Kıbrıs Sorunu’nu daha da düğümlediğini belirtti. Cumhurbaşkanı Tatar, 4 Mart 1964’teki BM Güvenlik Konseyi kararı ve Rum tarafının AB’ye üye olmasının adadaki ihtilafı daha da derinleştirdiğinin altını çizdi.

“TÜRKİYE’NİN GARANTÖRLÜĞÜNDEN ASLA VAZGEÇİLEMEZ”
Kıbrıslı Türklere yönelik yapılan katliamlara ve 15 Temmuz 1974’te Yunan cuntası yapılan darbeye de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamaya yönelik niyetlerin birçok kez su yüzüne çıktığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün çok büyük bedeller ödediğini söyleyerek Türkiye’nin garantörlüğünden asla vazgeçilemeyeceğini, olası bir antlaşmanın ancak egemen eşit iki devletin işbirliğine dayalı olabileceğinin altını çizdi.

“RUMLAR, EŞİTLİK TEMELİNDE YÖNETİM VE ZENGİNLİĞİ PAYLAŞMA NİYETİNDE DEĞİL”

50 yıldan fazla süredir görüşülen federasyonun artık rafa kalktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Rumların eşitlik temelinde yönetim ve zenginliği Kıbrıslı Türklerle paylaşma niyetinde olmadığını belirtti. Cumhurbaşkanı Tatar, Doğu Akdeniz’deki gelişmelere de değinerek Rum tarafının doğal zenginlikler konusunda Kıbrıslı Türklerin en az Rumlar kadar söz sahibi olduğuna dikkat çekerek KKTC’nin kendi yetki alanlarındaki zenginliklerdeki egemenliğinden ve yetkisinden azla vazgeçmeyeceğini söyledi.

“ÇOĞUNLUK-AZINLIK İLİŞKİSİ ADI ALTINDA KIBRIS TÜRKÜ’NÜ EZMELERİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”
AB içerisinde nüfusu az olan küçük ülkelerin büyük ülkeler kadar hak ve söz sahibi olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs gibi küçük bir adada Kıbrıslı Türklerin çoğunluk-azınlık ilişkisi adı altında ezilmesine asla müsaade edilmeyeceğini belirtti.

Kıbrıs meselesi bağlamında nüfusun asla kriter olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, meseleye derinlikli bakıldığında Kıbrıs’ta iki ayrı eşit halk olduğunu yineleyerek, Kıbrıs’ın gerçeklerinin bu bağlamda idrak edilmesi gerektiğini söyledi.

“RUMLARIN AB ÜYELİĞİ TAM BİR HUKUKSUZLUK ÖRNEĞİ”
Cumhurbaşkanı Tatar, coğrafi ve tarihi gerçekler ışığında bakıldığında da, garantör bir ülke olarak Türkiye’nin Kıbrıs üzerinde söz hakkı olduğunun unutulmaması gerektiğine dikkat çekti.

Türkiye ve Yunanistan’ın üye olmadığı bir oluşuma Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üye olmayacağı kuruluş antlaşmasında açıkça belirtildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tek taraflı AB’ye üye olmasının bu bağlamda büyük bir hukuksuzluk örneği olduğunu söyleyerek bunun bölgedeki Türk-Yunan dengesini Rumların lehine bozduğunu vurguladı.

Nisan ayında Cenevre’de BM Genel Sekreteri’nin katılımıyla gerçekleşen 5+BM formatındaki gayri resmi görüşmede sunduğu 6 maddelik öneriye de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, egemen eşitlik temelinde ortaya konulan vizyonun halk tarafından da büyük destek gördüğünü kaydederek Türkiye’yle tam bir uyum içerisinde verilen mücadelenin artarak süreceğini kaydetti.