EN

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Kıbrıs Konusundaki Son Gelişmeler ile İlgili Açıklaması


 
BM Güvenlik Konseyi’nin, Kıbrıs’ta BM Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılmasıyla ilgili olarak aldığı kararda Kıbrıs sorununa federasyon zemininde çözüm bulunmasına atıf yapılması, çeşitli spekülasyonlara neden olurken, bazı çevrelerin de bu kararı bilinçli olarak “egemen iki devletli çözüm önerisi ortadan kalktı” şeklinde değerlendirmeleri kabul edilemez.
 
Federasyon zemininde uzun yıllardan beri  devam eden müzakere süreçlerinin özellikle Annan Planı referandumu sonrasında ve özellikle Crans Montana’da Rum tarafının uzlaşmaz ve olumsuz tutumları sonucunda çökmesinden sonra,  egemen iki devlete dayalı çözüm şekli, yeni bir fikir ve yeni bir politika olarak tarafımızdan gündeme getirilmiş, bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi anavatanımız, garantör Türkiye tarafından da desteklenmiş ve bu yönde yoğun girişimlerde bulunulmuştur. Halkımız da Cumhurbaşkanlığı seçiminde büyük bir çoğunlukla egemen iki ayrı devlete dayalı çözüm şekline destek verirken, Güney Kıbrıs’ta bazı çevreler ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in de iki egemen devlete dayalı çözüm şeklini dillendirdiği de unutulmamalıdır.
 
Bu yeni fikir ve yeni politika  büyük bir yankı yaratırken, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de düzenlediği 2021 yılının ilk basın toplantısında gündemi değerlendirirken, “yeni fikirlere açık ve tarafları dinlemeye hazır olduğunu” belirtmiştir. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de belirttiği gibi  zamanı ve yeri  belirlenmeye çalışılan gayrı resmi  5+1 toplantısında  yeni fikirler gündeme gelecek ve bu doğrultuda egemen eşit iki devlete dayalı çözüm politikamızı  masaya getireceğiz. Masada, Anavatan Türkiye’nin de olması en büyük gücümüz olacaktır.
 
BM Güvenlik Konseyi’nin söz konusu son kararında bazı çelişkili ifadeler  egemen iki eşit devlete dayalı çözüm önerimizi geri çekeceğimiz veya bundan vazgeçeceğimiz anlamını asla içermemelidir. Bu konuda kararlıyız ve girişimlerimizi sürdüreceğiz.  
 
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde açıkladığım, halkın da onay verdiği ve  Anavatan Türkiye’nin de desteklediği  egemen eşitliğe dayalı iki devlet formülü, Kıbrıs'ın gerçeklerine dayalı yeni bir politikadır ve bu politika Kıbrıs için olduğu kadar bölge için de oldukça önemlidir. İki egemen devlete dayalı çözüm politikamızda kararlıyız ve bu politikadan geriye dönüş yoktur. Halkımızın da bir 50 yıl daha müzakerelerin sürmesine tahammülü yoktur.  
 
Ülkemizin, halkımızın ve yetişen yeni nesillerin  geleceğini belirsizlikler içerisinde tehlikeye atmamız söz konusu değildir. Halkımız 1974 öncesinin karanlık günlerine dönmesine müsaade edilmeyecektir.
 
Bir kez daha belirtmek gerekir ki 5+1 gayri resmi toplantıda, duruşumu, irademizi ve yeni politikamızı ortaya koyacağız. Rum-Yunan ikilisi ile bu ikiliye destek veren ülkelerin baskı ve dayatmalarına  asla boyun eğmeyeceğiz. Bazı çevrelerin ileri sürdüğü “Nasıl olursa olsun da çözüm olsun” mantığıyla hareket etmeyeceğiz, devletimizden, özgürlüğümüzden, egemenliğimizden, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünden ve Türk askerinden kesinlikle vazgeçmeyeceğiz.  
 
Dışişleri Bakanı Sn. Mevlüt Çavuşoğlu, 2 Şubat'ta ülkemizde olacak ve gayri resmi 5+1 toplantı için pozisyonumuzu netleştireceğiz. Halkımız müsterih olsun, Anavatan Türkiye tüm gücüyle her zaman olduğu gibi yanımızdadır.  Halkımızın 1974 öncesine dönmesine müsaade etmeyeceğimiz gibi,  devletimizi, özgürlüğümüzü ve egemenliğimizi tehlikeye atacak bir anlaşmayı imzalayacak kalem de  bende yoktur. Dileğim ve temennim  gayri resmi 5+1 toplantının olumlu sonuçlanması ve son nokta olmamasıdır.