EN

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Limasol Direnişi mesajı: “Temennimiz ve beklentimiz, Rum tarafının tahrik ve gerginlik yaratma çabalarına son vermesi ve diyalog çağrılarımıza olumlu yanıt vermesidir”




“Can ve kan pahasına vatan yaptığımız bu topraklarda devletimizi, özgürlüğümüzü ve egemenliğimizi koruma mücadelemiz devam ederken; Türk Mukavemet Teşkilatı öncülüğünde gerçekleşen ve mücadele tarihimizde ‘İkinci Plevne Savunması’ olarak yer alan Limasol Direnişi’nde toprağa giren şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anarken, gazilerimizi de saygıyla selamlıyorum.  

Kıbrıs Türk halkının eşit kurucu ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ‘Enosis’e sıçrama tahtası’ olarak değerlendiren Rum liderliği, hazırladığı Akritas Planı doğrultusunda Kıbrıs Türk halkını yok edip Kıbrıs’ı bir Helen Adası yapmak amacıyla 21 Aralık 1963 tarihinde Kanlı Noel saldırılarını başlatırken, 10 Şubat 1964 akşamı başlayan ve günlerce devam eden saldırılarda Limasol’un Türk bölgesi ile Türk köyleri hedef alınmıştı. Halkımızın bağrından doğan Türk Mukavemet Teşkilatı’nın neferleri, bu saldırılara karşı amansız bir mücadele sergilerken; bir adım gerilememiş, ölüm ve can pahasına büyük bir direniş destanı yaratmıştı. 
Türklüğün onur ve şerefi ile halkımızı koruma uğruna toprağa giren şehitlerimizi unutmadığımız gibi; TMT ile TMT neferlerine yalan ve iftiralarla dil uzatanları da affetmeyeceğiz.  
Geçmişten bu yana Rum zihniyeti değişmedi, bugün de aynen devam etmektedir. Kıbrıs Türk halkını ‘azınlık’ gören bu zihniyete göre halkımızın eşitlik ve egemenlik hakkı yoktur. Hakimiyetçi Rum zihniyeti, halkımıza azınlık haklarına razı olmasını, Türkiye’nin garantörlüğünün kalkmasını ve Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını dayatmaktadır. Geçmişte bu dayatmalara boyun eğmediğimiz gibi, bugün de bunları kabul etmemiz mümkün değildir. Devletimizden, egemenliğimizden, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünden ve Türk askerinden asla vazgeçmeyeceğiz. 1974 öncesinin karanlık günlerine geri dönmeyeceğiz.    
   
Kıbrıs sorununa federal temele dayalı bir çözüm bulabilmek amacıyla 1968 yılında başlayan müzakere süreçleri, Rum tarafının olumsuz ve uzlaşmaz tutumu nedeniyle her zaman sonuçsuz kalırken; özellikle Annan Planı referandumu ile Crans Montana müzakerelerinde yaşananlar ve Rum tarafının tutumu, federal temele dayalı bir çözümün mümkün olmadığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. 
 
Bu gerçeğin yeniden ortaya çıkması sonrasında, egemen iki ayrı devletin varlığına dayalı çözüm önerimiz gündeme getirilmiş ve bu çözüm önerimiz, Cenevre’de ilk kez müzakere masasına konulmuştur. Halkımız ile bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi Türkiye Cumhuriyeti tarafından da desteklenen bu çözüm önerimiz, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak tek çözüm yoludur. Bu yolda halkımızdan ve Türkiye Cumhuriyeti’nden aldığımız güç ve destekle kararlılık içinde yürümeye devam edeceğiz, asla geri adım atmayacağız.   
 
Uğraşımız ve hedefimiz; Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşmaktır. Rum tarafına bu yönde olumlu diyalog çağrılarımız devam ederken, Rum tarafının gerginlik yaratıcı faaliyetler ile silahlanmaya devam etmesi oldukça tehlikeli ve endişe vericidir. Temennimiz ve beklentimiz, Rum tarafının tahrik ve gerginlik yaratma çabalarına son vermesi ve diyalog çağrılarımıza olumlu yanıt vermesidir.  
 
Limasol Direnişi’nin 58. yıl dönümünde aziz şehitlerimizi rahmetle anarken, bir kez daha belirtiyorum ki; devletimizden, özgürlüğümüzden, egemenliğimizden, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünden ve Türk askerinden asla vazgeçmeyeceğiz. 
Aziz şehitlerimiz, rahat uyuyun. Kutsal emanetlerinizi ayaklar altında çiğnetmeyeceğiz. Sizi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Ruhunuz şad olsun.”