EN

Kıbrıs konusuyla ilgili gelişmeleri değerlendiren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, halka seslendi; “BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİ KORUYALIM”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yaptığı açıklamada  Kıbrıs konusu, müzakere masasına koyduğu  egemen eşit 2 devlete dayalı çözüm önerisini ve Kapalı Maraş açılımını  değerlendirdi.  Cumhurbaşkanı Tatar’ın açıklaması şöyle;  




“Bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi Anavatan Türkiye tarafından desteklenen egemen eşit 2 devlete dayalı çözüm önerimizi ilk kez Cenevre’de müzakere masasına koymamız ile uluslararası hukuka ve insan haklarına dayalı olarak gündeme getirdiğimiz Maraş açılımı, dünyada büyük  yankı yaratmaya devam ediyor.

Federasyon aldatmacası altında, halkımızı azınlık yapma,  Türkiye’nin garantörlüğünü sonlandırma ve Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırabilme gayretkeşliğini sürdüren Rum liderliği ise,  tek gerçekçi çözüm yolu olan egemen eşit 2 devlete dayalı çözüm önerimiz ile Maraş açılımımızı engellemek için, yalana dayalı kara propaganda ile algı operasyonlarını  daha da yoğunlaştırmıştır. Bu konularda AB ile BM’nin  Rum yanlısı tutumu da dikkat çekerken,  içimizdeki bazı çevrelerin de aynı doğrultuda hareket etmeleri üzüntü ve esef vericidir.

Rum-Yunan ikilisi ile AB ve diğerleri egemen  eşit 2 devletin varlığına dayalı çözüm önerimize ve Maraş açılımımıza karşı çıkarken, içimizdeki bazı çevrelerin de aynı söylem de bulunmaları ve BM Güvenlik Konseyi’nin Maraş açılımımıza karşı  takındığı  tek yanlı ve haksız  tutumuna destek vermeleri de  düşündürücü olup ibret vericidir.

Egemen eşit 2 devletin varlığına dayalı çözüm önerimiz, 1963 Kanlı Noel saldırılarından ve o günden bu yana  Kıbrıs’ta  oluşan iki devlet yapısını temel alırken, Kıbrıs’ın gerçeklerine dayanmaktadır . Rum tarafının 1968 yılında başlayan tüm müzakere süreçlerinde, Annan Planı referandumunda ve Crans Montana’da  izlediği tutum  federal devlete dayalı  dayalı  çözümün mümkün olmadığını bir kez daha gözler önüne sererken,  federasyon hayali peşinde koşmanın da bir anlamı kalmamıştır.

Rum tarafının adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşma istemediği, sadece tarafımızdan değil, 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat tarafından da dile getirilmiştir.  Rum Yönetimi eski başkanlarından Dimitris Hristofyas ile müzakere masasına oturan Sn. Talat’ın bir müddet sonra  “ Hristofyas’ı  böyle tanımıyordum, çözüm olmuyorsa  ne yapabilirim, Girne Kapısı’nda kendimi asayım mı” şeklindeki açıklamasını unutmak mümkün değildir.  4’ncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın ise Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis  ile Crans Monta’na da gerçekleştirdiği görüşmeler sonrasında yaptığı  “Bizim neslin son denemesi olan uğraşın ne yazık ki başarıyla sonuçlanmasını sağlayamadık”  açıklamasını da hatırlatmak gerekir.

İşte tüm bunlara rağmen, içimizdeki bazı çevrelerin  hala daha federasyon hayali peşinde koşmalarını ve Türk tarafını  “uzlaşmazlıkla” suçlamalarına anlam vermek mümkün değildir. Bugünler de ihtiyacımız olan ise birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek,  ülkemizin, halkımızın hak ve çıkarlarını korumak için birlikte hareket etmektir. Endişeye ve karamsarlığa gerek yok. Halkımız müsterih olsun, davamızda  haklıyız ve Anavatan Türkiye bizimle birliktedir.