TRT Avaz’ın “Kıbrıs Mücahitleri: Yarın İçin Dünü Unutma” adlı belgeselinin gösterimi, bu akşam Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi’nde yapıldı
“TRT, güçlü sesiyle Kıbrıs Türk halkının o zor yıllarda da hep yanında oldu”
Fotoğraflar
TRT Avaz’ın “Kıbrıs Mücahitleri: Yarın İçin Dünü Unutma” adlı belgeselinin gösterimi, bu akşam Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi’nde yapıldı.
Etkinliğe Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, bazı bakanlar, milletvekilleri, TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı, TRT Genel Müdür Yardımcısı Serhat Eroğlu ve diğer konuklar katıldı.
Etkinlik, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın konuşmalarının ardından belgesel gösterimiyle devam etti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti temalı diğer yapımların da tanıtıldığı etkinlikte, Ankara Radyosu sanatçıları sahne aldı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Kıbrıs Mücahitleri: Yarın İçin Dünü Unutma” adlı belgeselin hazırlanmasında emeği geçenleri kutlayarak onlara teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Tatar “Bu belgesel, inanıyorum ki Kıbrıs Türk halkının verdiği mücadelenin, buradaki destanların, kahramanlıkların, mücadele yıllarında halkımızın çektiği acıların, yaşadığı göçlerin, her türlü saldırıya rağmen direnen kahraman halkın destanıdır, yaşamıdır, başarısıdır.” dedi. Tatar belgeselin Doğu Akdeniz'de, Mavi Vatan’ın kalbinde sonradan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile bu yola devam eden yiğit bir halkın özeti, sunumu ve ifadesi olduğunu da ekledi. kaydetti.
TRT ailesine teşekkür eden Tatar, TRT'nin güçlü sesiyle Kıbrıs Türk halkının o zor yıllarda da hep yanında olduğunu ifade etti. Tatar, “TRT İletişim imkanları bu kadar güçlü değilken, Kıbrıs Türk halkının sesini ve mücadelesini Anavatan’a duyurabilmiş, bütün dünyaya sesimizi iletebilmiş ve dolayısıyla Kıbrıs Türk halkının verdiği mücadelenin ne kadar kutsal, ne kadar bizlerin hakkı ve hukuku olduğunu bütün dünyaya duyurabilmiştir.” dedi.
TRT ailesinin, çalışanları, yönetimi ve KKTC’deki temsilcileriyle her zaman yanlarında olduğunu ifade eden Tatar, “Şimdi de böylesine anlamlı bir belgesele imza atmak suretiyle bizlerin gönlünde tekrar taht kurmuştur.” ifadesini kullandı.
- “Kıbrıs Türk halkı bu topraklarda mücadele verirken, her zaman gönlümüzde yatan kendi devletimizle bu yolu yürümekti”
“Kıbrıs Türk halkı bu topraklarda mücadele verirken, her zaman gönlümüzde yatan kendi devletimizle bu yolu yürümekti.” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne giden yolda o zamanın kahramanları Türkiye’nin merhum Başbakanı Adnan Menderes, Türkiye Dışişleri Bakanı merhum Fatin Rüştü Zorlu, Kıbrıs Türk halkının Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ve onların dava arkadaşları ile Türk Mukavemet Teşkilatı’nın verdiği mücadeleyle ilgili sürece değindi.
Kıbrıs Türk halkının 1960 Kuruluş Anlaşmalarında Kıbrıs Cumhuriyeti'nde kurucu ortak olarak yer aldığını da anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, kuruluş anlaşmalarında Türkiye Cumhuriyeti'nin tek taraflı müdahale hakkıyla, Kıbrıs Türk halkının hem güvenliği hem geleceğinin teminat altına alındığını ifade etti.
Yüzbaşı Cengiz Topel’in Türk Hava Kuvvetlerinin 8 Ağustos 1964'te Kıbrıs'ta uyarı uçuşunda uçağı isabet aldığını ve paraşütle atlamasının ardından Rum askerlerince esir alınarak şehit edildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, “Cengiz Topel bizim tarihimizde çok önemli bir isimdir.” diye konuştu.
Erenköy'de bir destan yazıldığını kaydeden Tatar, Erenköy direnişinin kendileri için Çanakkale savaşı ve zaferi olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının verdiği mücadele ve geçmişte yaşananlarla ilgili bilgiler de verdi.
Anavatan Türkiye’nin her türlü desteğiyle Kıbrıs Türkü’nün birlik ve beraberliklerini koruduğunu ve direnebildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile birlikte Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne ve bağımsızlığına kavuştuğunu dile getirdi.
Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’ne Kıbrıs Türk halkına verdiği her türlü destek için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün bu önemli coğrafyada barış, huzur ve güvenlik içerisinde yaşamaya devam ettiğini dile getirdi.
“Arzumuz ve temennimiz kendi devletimize sahip çıkmak, geçmişimizi unutmamaktır.” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünde ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de caydırıcı bir güç olarak kalmasıyla KKTC’yi güçlendirmeye devam edeceklerini dile getirdi.
Pandemi döneminde yaşananlara değinen Cumhurbaşkanı Tatar, o süreçte de Türkiye Cumhuriyeti’nin her zaman yanlarında olduğunu anımsattı.
Türkiye ile ilişkilerin Kıbrıs Türk halkı için çok önemli olduğunu aktaran Tatar, Türkiye'nin ekonomik ve işbirliği protokolleriyle Kıbrıs Türk halkını desteklemeye devam ettiğini ifade etti.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde düzenlenen TEKNOFEST KKTC'yle ilgili olarak ise Tatar, “Gerçekten orada gördüklerimizle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin dijital dönüşüm ve altyapı çalışmalarıyla bir bilişim adası olabileceği noktasındaki ortak görüş artık kayıtlara geçmiştir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti'nin desteğiyle ambargo, kısıtlamalar ve engellemelere rağmen bunları nasıl başarabildiğimizi hep birlikte bütün dünyaya gösteriyoruz ve göstermeye daha devam ediyoruz.” ifadesini kullandı.
“Azerbaycan’daki Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesinde kendi bayrağımızla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak yer aldık.” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Mavi Vatan’da, Doğu Akdeniz’de istikrarın, huzurun, barışın ve güvenin teminatının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin de desteğiyle yeni bir yola girdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, 5 yıldır iki devletli siyaseti savunduklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, sözlerine şöyle devam etti.
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yaşamalı, yaşatılmalı, güçlendirilmeli ve ileride bir çözüm olacaksa iki devletin işbirliği ile böyle bir çözüm olmalı... Ve tabii ki bizim ön koşulumuz, şartımız her zaman anavatan Türkiye Cumhuriyeti'nin bu devletin garantörü ve aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adada da kalıcı barışın, huzurun ve güvenini teminatı olarak buradaki varlığını devam ettirebilmesidir.”
“Federasyon dediğiniz Rumlarla bir ortaklıktır. Dolayısıyla gelecekte Türklerin azınlığa düşürülmesi tehlikesini içeren bir anlaşma zeminidir. Aynı zamanda ön şart olarak Türkiye’nin buradan ayrılması, garantörlüğünün bir süre sonra ortadan kaldırılması ve Türk askerinin adadan çekilmesidir.” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Tatar, federasyon görüşmelerinin tekrar asla gündeme gelmemesi ve iki devletli siyaset için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni gerek Türk gerek İslam Dünyasında gerekse diğer örgütlerde zaman içerisinde daha da fazla tanıtıp, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bir realite ve bir gerçek olarak kabul ettirilmesinin siyasetlerinin temelini oluşturduğunu söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da, yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesinin yalnızca bir direniş değil, Türk dünyasının ortak hafızasında yer alan bir varoluş destanı olduğunu söyledi. Yılmaz,
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ileterek, belgeselin hayırlı olmasını ve geniş kitlelere ulaşmasını diledi.
Yılmaz, Kıbrıs Türkü Mücahitlerin kanı ve canıyla yazdığı özgürlük destanının hâlâ hafızalarda canlılığını koruduğunu vurguladı.
“Mücahitler, imkânların son derece sınırlı olduğu bir dönemde büyük bir cesaret ve fedakârlıkla tarih sahnesine çıkmıştır” diyen Yılmaz, 1950’li yıllardan itibaren artan Rum saldırılarına karşı Kıbrıs Türk halkının canını, malını ve onurunu korumak için örgütlendiğini belirtti.
Yılmaz, “Hazırlıkların bir evin bodrumunda başladığı, siperlerin geceleri sessizce kazıldığı, köylerin omuz omuza vererek direniş hattı oluşturduğu bir dönemin hikâyesi bu...” diyerek, Kıbrıs Türk kadınının kurduğu ikmal ağlarının, gençlerin taşıdığı haberlerin ve yaşlıların dualarının bir halkın topyekûn seferberliğinin sembolü olduğunu ifade etti.
“Onların özverisi sayesinde Kıbrıs Türk halkı, Rum mezalimi karşısında topyekûn yok olmaktan kurtulmuş; varlığını, kimliğini ve kültürünü koruyabilmiştir.” diyen Yılmaz, 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın başarıya ulaşmasında da Mücahitlerin Mehmetçik’le omuz omuza verdiği direnişin büyük payı olduğunu kaydetti.
“Erenköy’de mevzisini terk etmeyen, Geçitkale’de son nefesine kadar siperini savunan her mücahit, bu halkın varlığını ortadan kaldırmaya yönelik girişimlere güçlü bir cevap vermiştir.” şeklinde konuşan Yılmaz, her mevzinin bir iradenin sembolü, her nöbetin özgürlük yolundaki inancın bir ifadesine dönüştüğüne vurgu yaptı.
Bu direnişin yalnızca saldırılara verilen bir tepki olmadığını belirten Yılmaz, “Kıbrıs Türk halkı hiçbir baskının iradesini kıramayacağını, hiçbir tehdidin varlığını ortadan kaldıramayacağını bütün dünyaya göstermiştir.” dedi.
Yılmaz, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesinin en sağlam dayanağının her zaman anavatan Türkiye olduğunu vurguladı.
Garantörlük sorumluluğunu en zor dönemlerde yerine getiren Türkiye’nin, Kıbrıs Türkü’nün güvenliği ve özgürlüğü için kararlılıkla hareket ettiğini kaydeden Yılmaz, 20 Temmuz 1974 sabahı başlatılan Barış Harekâtı’nın adadaki dengeleri kökten değiştirdiğini söyledi.
“Kıbrıs Türk halkı bugün Türk dünyasının ortak geleceğini şekillendiren karar mekanizmalarında yer alan, siyasi ve diplomatik süreçlerde etkisi artan bir konuma ulaşmıştır.” diyen Yılmaz, Kıbrıs Türkü’nün sanayide, ekonomide ve ticarette gösterdiği gelişmelerin, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonunun işaret ettiği gerçekleri daha da belirgin hale getirdiğini söyledi.
Yılmaz, Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde kazanılan gözlemci statüsünün, Kıbrıs Türk halkının yürüyüşüne kurumsal bir derinlik kazandırdığını da belirterek, “KKTC’nin Türk dünyasıyla kurduğu ilişkiler yeni bir safhaya taşınmıştır.” dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü liderliğiyle kardeş ülkelerle yürütülen temasların stratejik iş birliklerine dönüştüğünü ifade eden Yılmaz, savunma, enerji, ticaret ve teknoloji alanlarında atılan ortak adımların Kıbrıs Türk halkının uluslararası sistemdeki etkinliğini artırdığını söyledi.
“Bu gelişmeler, Kıbrıs meselesinin Türk dünyasının istikrarı, dayanışması ve gelecek vizyonu açısından taşıdığı stratejik değeri bütün açıklığıyla ortaya koymaktadır.” ifadesini kullanan Yılmaz, eşit egemenlik temelinde iki ayrı devletin varlığını esas alan çözüm hedefinin Kıbrıs Türkü’nün iradesiyle uyumlu bir gelecek tasavvuru sunduğunu belirtti.
Yılmaz, “Anavatan ve garantör Türkiye, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün uluslararası toplum tarafından teyit edilmesi için kararlılıkla çalışmayı sürdürecektir.” diye konuştu.
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eylül ayında BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, son üç yıldır dile getirdiği “Uluslararası toplumu KKTC’yi tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet etme” çağrısını bu yıl da yinelediğini hatırlattı.
Erdoğan’ın, federasyon modelinin Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle tükendiğini açıkça ifade ettiğini aktaran Yılmaz, “Tek millet, iki devlet, tek yürek” anlayışıyla Türkiye’nin Kıbrıslı Türklerin yanında olmaya devam edeceğini vurguladı.
Yılmaz ayrıca, Türkiye’nin garantörlük sorumluluğunu kararlılıkla sürdüreceğini ve ada üzerindeki barış ve istikrarın en önemli teminatı olmaya devam edeceğini söyledi.
İ
Yılmaz, Kıbrıs mücahitlerinin ve TMT kahramanlarının anılarının kuşaktan kuşağa aktarıldığını, ancak sözlü tarihin yanı sıra TRT Avaz’ın hazırladığı belgesel gibi kalıcı eserlerin gençlerin geçmişi anlayarak geleceğe yürümelerinde hayati önem taşıdığını belirtti.
“Kıbrıs Mücahitleri: Yarın İçin Dünü Unutma” belgeselinin, kökü mazide olan ati yaklaşımıyla KKTC’nin gençlerine bir armağan olduğunu kaydeden Yılmaz, TRT Avaz’ın Türk dünyasının sesi olarak gönül coğrafyasındaki bağları güçlendiren bir yayın çizgisi izlediğini söyledi.
Bu yapımların Türk dünyasının derin bağlarını hatırlattığını ve kültürel mirası yaşattığını vurgulayan Yılmaz, “‘Kıbrıstayız’, ‘Adım Adım Türkistan’ ve ‘Yeni Yüzyıl ve Türk Dünyası’ gibi yapımlar tarihî arka planı hatırlatan, bugünün gerçeklerini görünür kılan ve geleceğe dair ortak bir perspektif sunan yayınlardır” dedi.
Yılmaz, tanıtımı yapılan belgeselin Kıbrıs Türk halkının varoluş iradesini, kararlılığını ve özgürlük yolundaki sarsılmaz mücadelesini ekranlardan herkese bir kez daha yaşatacağını ifade etti.
Konuşmasının sonunda Dr. Fazıl Küçük’ü, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı, tüm devlet büyüklerini, komutanları, şehit Mücahitleri, Mücahideleri, Mehmetçikleri ve ebediyete uğurlanan kahraman gazileri rahmetle anan Yılmaz, hayatta olan gazilere sağlık ve esenlik diledi.
TRT ve TRT Avaz ailesine teşekkür eden Yılmaz, Türkiye’nin her alanda iş birliğiyle KKTC’yi daha ileriye taşımak, ekonomisini güçlendirmek ve halkın refahını artırmak için desteğini sürdüreceğini vurguladı.
Yılmaz konuşmasını, “Ay yıldız, aynı yoldayız. KKTC’nin bağımsızlığının ve özgürlüğünün daim olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.” ifadeleriyle tamamladı.