EN

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Gülseren Kışlası'nda düzenlenen 47’nci Dönem Asteğmen ve Çavuş Celbi ant içme törenine katıldı

"Kıbrıs Türkü ile Türkiye Doğu Akdeniz'de istikrarın teminatıdır"

Fotoğraflar




Cumhurbaşkanı Ersin Tatar törende yaptığı konuşmada, asker ve ailelerle birlikte olmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT), Kıbrıs Rum tedhiş örgütü EOKA ve Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını hedefleyen ENOSİS hareketine karşı verilen mücadelenin hafızalarda olduğunu, bu süreçlerde Kıbrıs Türkü'nün her zaman Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetlerine güvendiğini, nihayetinde 1974’te Kıbrıs’ta yeni bir dönem başladığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olan, Kıbrıs'ta bağımsızlık ve özgürlüğünü bedeller ödeyerek kazanan Kıbrıs Türkü ile Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de istikrarın teminatı olduğunu kaydetti.

Askerlik görevine başlayan asteğmen ve çavuşları tebrik eden Cumhurbaşkanı Tatar, bunun KKTC’nin bekası ve güvenliği için onurlu bir görev olduğunu söyledi. Ailelere de seslenen Tatar,  çocuk yetiştirmek ve askere göndermenin kolay süreçler olmadığını kaydederek aileleri tebrik etti. 

Kıbrıs sorununa da değinen Cumhurbaşkanı Tatar, adada bir çözüm olacaksa KKTC’nin bu anlaşmanın bir parçası olması gerektiğini, bunun askerlerin yaptığı yeminde de ifade edildiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar, ”Bizleri Kıbrıs’ta azınlık yapmak, Anavatan Türkiye'nin garantörlüğünü sonlandırmak, Türk askerinin adadan çekilmesi için her gün farklı oyun ve entrikalarla karşı karşıya kalıyoruz” dedi

Müzakere masasına oturmak için şartları bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu şartlar  egemenliğimizin kabulüdür, devletimizin kabulüdür, aksi halde onlar cumhuriyet biz cemaat olarak müzakere masasına oturup zaman kaybetmenin hiçbir anlamı yoktur. Çünkü artık milli bir siyaset vardır. Bu siyaset egemen eşitlik ve eşit uluslar arası statüdür. Yani bir anlaşma olacaksa bu anlaşma iki devletin işbirliği temelinde olacak.” dedi

Cumhurbaşkanı Tatar, verilen mücadelenin Doğu Akdeniz'de bir Türk Devleti olarak Anavatan Türkiye’nin desteğiyle söz sahibi olmak ve KKTC toprakları  ile mavi vatanda ulusal çıkarların savunmak  için olduğunu kaydetti.