Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis’in Birleşmiş Milletler 78’nci Genel Kurul’da yaptığı konuşmayı BRT’ye değerlendirdi
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum Yönetimi Lideri Hristodulidis’in Kıbrıs meselesinin 1974 yılından sonra başladığıyla ilgili yaptığı açıklamaların gerçek dışı olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs meselesinin 1950’lerde başladığını belirterek, ardından iki halkın ve garantör ülkelerin imzasıyla Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ancak 3 yıl sonra Rum saldırıları sonucu Kıbrıs Türkü’nün devletten dışlandığını, Hristodilis’in gündeme getirmediğini söyledi.
Kıbrıs Türklerinin çektiği acıları ve göç etmek zorunda kaldıklarının da gündeme getirilmediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Hristodulidis’in samimiyetini bir kez daha burdan sorguluyorum” dedi.
Kıbrıs Türkleri için önemli olanın eşitlik ve varlığının sürdürülmesi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, yıllarca federal temelde bir anlaşma için yapılan görüşmelerde bu çözüm modelinin tüketilmiş olduğunu kaydetti.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki tarihi konuşmasında bu durumu Kıbrıs meselesinin 60. yıldönümünde ifade ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum Lider Hristodilis’İn ise Kıbrıs meselesinin 49 yıldır olduğunu söylediğini belirtti.
Hristodulidis’in çözüm önerisinin Kıbrıslı Türklerin bireysel haklar temelinde gayrı meşru yüzde yüz bir Helen Cumhuriyetine entegre edilmesini içerdiğini, bunun iki Tarafın Eşitliği ile alakası olmadığını anlattı. Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi bunun gerçekleşmeyeceğini tüm dünyanın öğrendiğini aktardı.
Kıbrıs’ta çözüm bulunması için birçok planın gündeme geldiğini ve Türk tarafının her zaman iyi niyetle yaklaştığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının ise her zaman son anda çözümden kaçtığını vurguladı.
Annan Planı ve Crans Montana’da çözümü ret eden tarafın Rum tarafı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Avrupa Birliği’ne girdikten sonra, sıfır asker ve sıfır garanti diyerek, Türkiye’nin bölgeden dışlanması ve domine edilmiş bir adada Rum-Yunan ikilisinin ağırlıyla bizlerin yok edilişini istiyorlar. Oynanan oyun budur” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs’ta iki halk olduğunu BM’nin kabul ettiğini ancak Kıbrıs Rum tarafına konuşma imkanı verilirken, Kıbrıs Türk tarafına ise bu imkanın verilmemesini bir haksızlık olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Tatar, BM’nin 1964 yılında ‘186 nolu’ kararla Rum tarafını Kıbrıs Cumhuriyeti’nin meşru hükümeti olarak tanıdığını, Kıbrıs Türkü’nün sesini yeterince duyuramadığı ortamda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuştuğunu ve KKTC gerçeğini dünyaya anlattığını kaydetti.
Türkiye Cumhuriyeti Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler 77’nci Genel Kurulu’nda geçen yıl, “KKTC’nin tanınması” çağrısı yaptığını ve bu yıl çağrıyı tekrarladığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, yeni milli siyaset olan Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa iki devletli bir modele dayalı olarak yapılacağını ve bu anlaşmanın ne kadar kalıcı hale geldiğini bütün dünyayla paylaştığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, federal çözüm modelinin tüketildiğini, anlaşma olacaksa birisi cumhuriyet diğeri cemaat olan eşitsizliğe sürükleyecek bir maceraya değil, devletten devlete anlaşma yapılarak toplumsal varlığı, etkinliği, Türkiye’nin garantörlüğü ve askerinin kabulüyle Kıbrıs Türkleri’nin güvenliğinin devam edeceğini vurguladı.
Rum liderin açıklamalarının algı oluşturmaya yönelik olduğuna ve gerçeklikle ilgisi bulunmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ın gerçekleriyle bağdaşmayan, Kıbrıs Türkleri’ni yok sayan ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin domine edeceği bir anlaşma ile Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve çıkarlarını yok edecek bir anlayışın Kıbrısa barış getirmeyeceğini, bunun görülmeye ve Rum Tarafının maskesinin düşmeye başladığını kaydetti.
Kıbrıs Türkünün bugünlere mukavemetçi ruhuyla gelmiş mücahit bir halk dolduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Verilen mücadelelerin ardından kurulan devletin yaşatılması bizim için bir onur meselesidir ve Kıbrıs Türkü’ne yakışandır” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasının devamında, “Böyle safsatalarla bizleri birbirine düşürecek ve işte 14 maddeyle Kıbrıs Türkleri’ni Kıbrıs Cumhuriyeti’nin içine çekmek ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin zeminini zayıflatmak, kendi ulusal hedeflerine ulaşabilmek için oynayacakları oyunlar ve entrikalarla bizim insanlarımızı alet etmeleri asla kabul edilebilir bir yaklaşım değildir, bunu bir kez daha kınadığımı ifade etmek istiyorum” dedi.
Rum Lider Hristodulidis’in açıklamalarının hiçbir samimiyete yakışmayan bir yaklaşım ve bir politika aracı olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, yapılan çirkin bir politikayla bizleri zafiyete uğratmak için bir takım boş vaatler verildiğini kaydetti.
Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa iki yapı, otorite ve devletin işbirliği ile olacağını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, ambargolarla ekonomik gelişimlerin engellenmeye çalışıldığını vurguladı.
Türkiye’nin destekleriyle yükseköğrenim, turizm, tarım ve sanayideki gelişmelerle iletişim çağında yeni sektörlerin oluşmasıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin önemi ve değerinin arttığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar,
BMGK’da yaptığı konuşmadan dolayı Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkürlerini sundu.