Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Toplumsal Direniş Bayramı mesajı:
“Devlet sahibi olarak elde ettiğimiz başarıyı, devletimizin statüsünü çok daha ileri taşıyarak devam ettirmek; evlatlarımıza en büyük borcumuzdur…”
1571 yılında Osmanlı İmparatorluğu tarafından Kıbrıs'ın fethiyle Kıbrıs’ın bir Türk yurduna dönüşmesi, 1958 yılında Faşist EOKA tehdidine karşı Türk Mukavemet Teşkilatı'nın kuruluşu ve 1976 yılında Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'nın kuruluşu nedeniyle her sene kutladığımız Toplumsal Direniş Bayramı’nı yine büyük bir inançla idrak ediyoruz.
Kahraman ve fedakâr halkımız milli mücadele günlerinin en ağır koşulları altında, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın öncülüğünde ve Anavatan Türkiye’nin desteğiyle yürüttüğü destansı mücadeleyle Rum’a boyun eğmemiş, Halkımızın onur ve şerefini ayaklar altında çiğnetmemiş ve Kıbrıs’ın Helen adası olmasını önlemiştir.
Bunun bedeli de çok ağır olurken, halkımız evlatlarını toprağa vermiş ve çok büyük acılar yaşamıştır.
Milli seferberlik ruhuyla verilen mücadele ve direniş sonrasında 20 Temmuz 1974 sabahına ulaşılırken, Barış Harekâtı ile tüm Kıbrıs’a barış gelmiş, Kıbrıs Türk Halkı da Anavatan Türkiye’nin koruması ve güvencesinde özgürlüğüne, bağımsızlığına ve kendi devletine sahip olma erdemine kavuşmuştur.
452 yıldır bu toprakları vatan bilen, yüzyıllardır bu topraklarda kök salan Kıbrıs Türkü’nün egemenliği ve egemenliğinden doğan meşru hakları, tartışma konusu olamaz…
Bugün, kendi devletinde özgürce ve güvenlik içerisinde yaşayan halkımıza ve yeni nesillere karşı en büyük sorumluluğumuz, devletimizi tüm kurum ve kuruluşlarıyla çok daha ileri noktalara taşımaktır…
Devlet sahibi olarak elde ettiğimiz başarıyı, devletimizin statüsünü çok daha ileri taşıyarak devam ettirmek; evlatlarımıza en büyük borcumuzdur…
Türkiye ve KKTC hükümetleri arasında imzalanan protokoller, gerçekleşen altyapı yatırımları ve diğer tüm reformların sürmesi ile Ülkemizin daha müreffeh bir geleceğe ulaşacağına yürekten inanıyorum…
Halkımıza 2020 yılında aktardığımız ve onaya sunduğumuz yeni siyasetin onay almasına müteakip göreve gelmemle birlikte, Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle tam bir uyum içerisinde sürdürdüğümüz yeni siyaset; başarısızlığı defaten kanıtlanmış ve tüketilmiş zeminin Kıbrıs Türk tarafı için geçerli olmadığının altını çizen, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına en gerçekçi yaklaşımdır.
Resmi müzakerelere geçilebilmesi için iki devletin egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statümüzün kabul edilmesinin gerekliliği; bu vizyon çerçevesinde tüm uluslararası camiaya aktarılmaktadır.
Kıbrıs Türk tarafı olarak Anavatan Türkiye’nin de desteğiyle her zaman diplomasiden ve diyalogdan yana olduk ve diyalogdan yana tavrımızın sürecek olması, Rum tarafının hakimiyetçi ve maksimalist tutumuna boyun eğeceğimiz anlamı taşımamaktadır…
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın BM 77’nci Genel Kurulu’nda yaptığı tarihi konuşmada, tüm ülkelere ‘KKTC’yi tanıyın’ çağrısı ile yeni bir döneme girilmiş, kopmaz bir parçası olduğumuz Türk Devletleri Teşkilatı’nın Devlet Başkanları Konseyi’nin 9’uncu zirvesinde KKTC’nin Anayasal adıyla gözlemci üye olarak kabul edilmesi, gücümüze daha da güç katmıştır.
Bu yeni dönemde Anavatan Türkiye ile birlikte kararlı bir şekilde ilerlemeye devam edeceğimi yinelerken, Kıbrıs’ın bir Türk yurdu olduğu ilk andan itibaren, bu kutsal mücadelede yer alan tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize ve Halkıma şükranlarımı sunuyorum.