EN

Cumhurbaşkanı Tatar, Meclis'i bilgilendirdi

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Egemen eşit, yan yana yaşayan iki devletin iş birliğiyle uluslararası eşit statüsüyle ancak Kıbrıs’ta bir anlaşmanın olabileceğini hep vurguladım” dedi.


Cenevre’de bu siyaseti ve vizyonu aktardıklarını, kayda geçirdiklerini söyleyen Tatar, “BM, taraf ve garantör ülkeler bizlerin mesajını almıştır” şeklinde konuştu.
Tatar, Meclis’i bilgilendirdiği toplantıya Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) katılmamasını yadırgadığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Cenevre görüşmeleriyle ilgili milletvekillerini bilgilendirdi. Toplantı yaklaşık 5 saat sürdü.
Toplantı sonrasında Cumhurbaşkanı Tatar ve Cumhuriyet Meclisi Başkanı Önder Sennaroğlu, basına açıklamalarda bulundu.
TATAR: “CENEVRE ÖNCESİ COVID-19 KOŞULLARI NEDENİYLE GELMEM MÜMKÜN OLMADI”
Tatar, milletvekilliği yapmış birisi olarak Meclis’i özlediğini belirterek, Cenevre ziyareti öncesinde Covid-19 koşulları nedeniyle Meclis’e gelmesinin mümkün olmadığını anlattı. Tatar, Cenevre öncesinde olağanüstü tedbirlerle kendilerini koruduklarını, olağanüstü bir durum halinde mahcubiyet olmaması için riske giremediklerini vurguladı.
Ertelenen toplantının bugün gerçekleştiğini kaydeden Tatar, ‘Keşke önceden de gelebilseydiniz’ denildiğinde, bu şekilde cevap vermeye çalıştığını söyledi. Cenevre öncesinde Cumhurbaşkanlığı’nda parti başkanlarını, heyetlerini, sivil toplum örgütü başkanlarını bilgilendirdiğini, herkesle istişare içerisinde olmaya çalıştığını ifade eden Tatar, Bakanlar Kurulu’na da bilgi verdiğine dikkat çekti. 
“HEP İKİ DEVLETLİLİĞİ ESAS ALDIM”
Kendisinin temsil ettiği siyaseti, halkın, siyasilerin, milletvekillerinin iyi bildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, sabah yaptığı konuşmasında da yıllardan bu yana milletvekili olmadan önce yaptığı çalışmalar, milletvekili olması sonrası, milletvekili olarak, bakan olarak, Başbakan olarak, Cumhurbaşkanı olarak hep iki devletliliği esas aldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı olmak için girdiği seçimlerde de, yine iki devlet dediğine vurgu yapan Tatar, “Egemen eşit, yan yana yaşayan iki devletin iş birliğiyle uluslararası eşit statüsüyle ancak Kıbrıs’ta bir anlaşmanın olabileceğini hep vurguladım” şeklinde konuştu. Tatar, Cumhurbaşkanı olduktan sonra da misyon şefleri, büyükelçiler, AB yetkililerine hep aynı şeyleri söylediğini belirtti.
Cenevre’ye bu savunduklarını söyleyerek zemin hazırladığını dile getiren Tatar, bu siyaseti oluştururken, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin (TC) de tam desteğini aldığını söyledi. Çevrimiçi görüşmelerde BM Genel Sekreteri ve yardımcılarına, “Biz davet edilirsek bunları söylemeye geleceğiz” dediğini belirten Tatar, pandemi nedeniyle gecikmiş olmasına rağmen 27-29 Nisan Cenevre’de yapılan gayriresmi toplantıda, KKTC Cumhurbaşkanı olarak oraya giderek, bu siyaseti ve vizyonu aktardıklarını, kayda geçirdiklerini söyledi. “BM, taraf ve garantör ülkeler bizlerin mesajını almıştır” diye konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, Meclis’i bilgilendirirken de, gerekçeleriyle birlikte neden federal temelde bir anlaşma olamayacağını anlattığını dile getirdi. 
Annan Planı ve Crans Montana’da hiçbir netice alınamadığını yineleyen Tatar, bundan sonra da alınamayacağını ifade etti. Bile bile bir 50 seneyi daha boşa harcama niyetlerinin olmadığını kaydeden Tatar, Kıbrıs’taki ve Doğu Akdeniz’deki değişikliklere işaret etti. Tatar, “Ne Kıbrıs eski Kıbrıs’tır ne Doğu Akdeniz eski Doğu Akdeniz’dir” diyerek, TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Cenevre’deki toplantılarda Kıbrıs Türk tarafını net bir şekilde desteklediğini kaydetti.
“KIBRIS’TA ARTIK BAMBAŞKA BİR KONJONKTÜR, BAMBAŞKA BİR DURUM SÖZ KONUSU”
“Bütün bunları değerlendirildiğinde Kıbrıs’ta artık bambaşka bir konjonktür, bambaşka bir durum söz konusu” vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, milletvekillerine de seslendi. KKTC’de cumhurbaşkanlığı seçimlerden sonra oluşan yeni bir irade olduğunu dile getiren Tatar, TC’nin desteğiyle bir vizyon ortaya koyarken, bunun zaafiyete uğratılmasının kendisine göre yanlış olduğunu, Kıbrıs Türk Halkı için bir üzüntü kaynağı olduğunu söyledi. Bu ülkede her partinin, her siyasi görüşün amacının ve niyetinin Kıbrıs Türk Halkı’nın esenliği, sağlığı, mutluluğu, güvenli bir şekilde bu toplumda yaşaması olduğunu ifade eden Tatar, şöyle devam etti: 
“ÇITA YÜKSELİŞİNE SİZİN DE KATKI KOYMANIZ LAZIM”
“Ben bu fırsatı elde etmiştim. İki devlet temelli çözüm için şu anda bütün dünyaya bunu haykırabiliyorsam, öyle bir fırsat yaratıldıysa, sizin benim elimi güçlendirmeniz gerekmektedir. Egemen eşitliğe yan yana yaşayan iki devletin iş birliğiyle Kıbrıs’ta yeni bir zeminin oluşmasına ve haklı mücadelemizde egemenlik temelinde bir çıta yükselişine sizin de katkı koymanız lazım. Aksi takdirde gerçekten birbirimize büyük bir haksızlık yapmış oluruz.”
“CTP’NİN TOPLANTIYA KATILMAMASINI YADIRGADIM”
“Danışma kurulunun hep birlikte aldıkları karara rağmen ki altında kendilerinin de imzası vardır” diyen Tatar, CTP’nin bu toplantıya katılmamasını yadırgadığını kaydetti. “Demokrasi, bu değildir, saygı, sevgi, hoşgörü, ülke sevgisi böyle olmamalıdır” ifadelerini kullanan Tatar, kendilerinin Mehmet Ali Talat döneminde de, Mustafa Akıncı döneminde de farklı görüşler ortaya koysalar da her toplantıya katıldıklarını söyledi. “Katılımcılık, çok seslilik, demokrasi bunu gerektirir” şeklinde konuşan Tatar, bundan sonra böyle şeyler olmamasını temenni etti. 
Meclis’e bu fırsat için teşekkür eden Tatar, süreç içerisinde hızlı gelişmeler yaşandığına işaret ederek, ilgili taraflarla, BM ile görüşmeleri sürdüreceklerini, yeni siyaseti anlatmak için girişimleri olacağını kaydetti. Tatar, bu gelişmeleri, halkla ve Meclis’le paylaşmasının kendisinin en önemli görevi olduğunu söyledi.
“SÖYLEDİĞİM SİYASETİN ÖZÜ”
6 maddelik öneri konusundaki soruyu yanıtlayan Tatar, 28 Nisan sabahı yapılan toplantıda 40 dakika süren konuşmasının, bir özetini çıkararak, dağıttıklarını belirtti. 2 sayfalık özetin ikinci sayfasında 6 madde olduğunu dile getiren Tatar, bu 6 maddenin, kendisinin 1 yıldır söylediği siyasetin özü olduğunu anlattı. Egemen eşitliğe dayalı, yan yana yaşayan iki devlet modeline işaret eden Tatar, bunun olabilmesi için de BM Genel Sekreteri’nin statüsünü kullanarak, BMGK’ye başvuruda bulunması ve bu şartlarda kapsamlı görüşmelerin başlayabileceğini kaydetti.
İki devletin işbirliğiyle, garantör ülkelerin desteği, gerektiğinde AB’nin de gözlemciliğinde bu şekilde bir statü değişikliğine gidilebileceğini dile getiren Tatar, bir anlaşma olması durumunda, en son maddede referanduma gidilebileceğinin belirtildiğini söyledi.
“GÜYA BİZ YENİ 6 MADDELİK ÖNERİ SUNDUK… YOK ÖYLE BİR ŞEY”
Ortada abartıldığı gibi bir gizlilik olmadığını kaydeden Tatar, BM ve ilgili garantör ülkelerin daha iyi anlaması için, 40 dakikalık konuşmasının 15 sayfalık konuşma metninin, 2 sayfada özetlenerek sunulduğunu söyledi.
Bu özetin Rum tarafı tarafından fotoğrafı çekilerek, Rum basınına ve dünya basınına dağıtıldığını ifade eden Tatar, “Güya biz yeni 6 maddelik öneri sunduk gibi… Yok öyle bir şey. Gizlediğimiz, sakladığımız hiçbir şey yok” şeklinde konuştu.
Cenevre’de hem kendi müzakere heyetiyle toplantı yaptığını, hem de TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun heyeti, kendi heyeti ve orada bulunan parti temsilcileri ile verimli toplantı yaptığını anlatan Tatar, “Ben şeffaf oldum, açık oldum. Ne gizledim, ne de öyle bir niyetim olabilirdi. Benim siyasetim şeffaf ve açık” şeklinde konuştu.
Tarihte Kıbrıs Türk tarafı olarak ilk defa egemen eşitliğe dayalı iki devlet vizyonunu dünyaya duyurma başarısı gösteren bir Cumhurbaşkanı olarak yaptığı işten gurur duyduğunu dile getiren Tatar, ekibine de uzun süreçteki katkıları nedeniyle teşekkür etti.
Bazı muhaliflerin “Masayı devirdi” söylemlerine işaret eden Tatar, asla böyle bir şey olmadığının altını çizdi. Genel Sekreter’in sonuç konuşmasında not ettiklerine dikkat çeken Tatar, sürecin devam ettiğine söyledi. “Bizim bir görüşümüz vardır, irademiz vardır” diyen Tatar, gelinen bir aşama olduğunu, bunun kayda geçirilmesi, dünyaya Kıbrıs’ın gerçeklerinin haykırılmasının önemini belirtti.
Kıbrıs Türk halkına yapılan haksızlıkların, federal temelde hiçbir netice alınamaması ve bir anlaşma olacaksa eşitlik temelinde olabileceğini kayda geçirmenin önemine işaret eden Tatar, bunun büyük bir başarı olduğunu söyledi. “Hiçbir zaman geri gidilmez. Bir aşama daha kaydedildi, Kıbrıs Türk halkı nerelerden nerelere geldi” diyen Tatar, Kıbrıs sorunu sürecinde yaşananlardan bahsetti. Kıbrıs’ta iki devlet gerçeği realitesini dünyanın ve Rum tarafının görmesi gerektiğini vurgulayan Tatar, “Biz her türlü işbirliğine varız” diyerek, Kıbrıs’ın insanları için daha faydalı, ekonominin gelişebileceği, bölgesel istikrar ve dengenin önemini belirtti.
“Bir kere siz iyi niyetliyseniz, izolasyonları, ambargoları Kıbrıs Türkü üzerinden yavaş yavaş kaldırınız” diyen Tatar, bunları yapılmasıyla Kıbrıs Türk tarafının ekonomisinin gelişeceğini ve bir anlaşma durumunda sürdürülebilir bir durumun ortaya çıkacağını kaydetti.
Annan Planı’na “evet” diyen Kıbrıs Türk tarafına verilen sözlerin hiçbirinin yerine getirilmediğini söyleyen Tatar, AB’nin yetkililerinin bunu değerlendirmesi gerektiğini dile getirdi. “Maalesef Rum tarafı ‘hayır’ dedi. Rum tarafı AB’ye girdi” diye konuşan Tatar, bunların Kıbrıs’ın gerçekleri olduğunu belirtti.
“BECERİKSİZLİK YOK, HAKSIZLIK VAR. O HAKSIZLIĞI DA AB’YE SORMAK LAZIM”
Aşı konusuna da değinen Tatar, Meclis’e de bilgi verdiğini, AB’yi sürekli takip ettiklerini, Kıbrıs’a verilen aşılardan Kıbrıs Türk tarafının payını almak için her gün Sağlık Bakanlığı ile birlikte bunun takibini yaptıklarını söyledi. Tatar şunları kaydetti:
“Ama maalesef, 400 binden fazla aşının verildiği Kıbrıs’ta Türk tarafına gelen aşı bugün verilen 6 binle birlikte 30 bindir. Bu da yüzde 6’yı bulmaz. Dolayısıyla Kıbrıs Türk halkına haksızlıkların hala daha yapıldığını görüyoruz. Bunu da her vesile ile AB yetkilileri ile paylaşıyoruz. Birileri bu konuda yorum yaptı. ‘Beceriksizlik var bu işte’ dedi. Beceriksizlik yok, haksızlık var. O haksızlığı da AB’ye sormak lazım.”