EN

Rum Yönetimi’nin BM Barış Gücü Komutanı Tümgeneral Gjerde’ne yönelik  saldırılarını değerlendiren Cumhurbaşkanı Tatar; “Rum Yönetimi’nin hakimiyetçi zihniyeti kabul edilemez”


 
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum Yönetimi’nin, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nı ziyaret eden Barış Gücü Komutanı Tümgeneral Ingrid Gjerde’ni hedef almasını değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Tatar’ın  yaptığı açıklama şöyle;
“Rum Yönetimi, KKTC’yi ziyaret eden Hollandalı Parlamenter Liane den Haan’a yönelik linç derecesine varan saldırılarına devam ederken, bu kez de Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nı ziyaret eden  BM Barış Gücü  Komutanı Tümgeneral Ingrid Gjerde’ni hedef aldı.
Tümgeneral Gjerde’nin GKK Komutanı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu ile görüşmesini ve bu görüşmede Türkiye ile KKTC bayraklarının bulunmasını  hazmedemeyen Rum Yönetimi,  Tümgeneral Gjerde’ne yönelik  çirkin saldırılar başlatırken, görevden alınması için de girişimlerde bulunuyor.  
Bu çirkin saldırılar Rum Yönetimi’nin ırkçı, köhnemiş, insanlık dışı zihniyetinin değişmediğini göstermektedir.
Rum Yönetimi , KKTC’nin sesini kısmaya ve uluslararası ilişkilerini yok etme girişimlerini sürdürürken, Kıbrıs Türk halkına yönelik  insanlık dışı şekilde izolasyon ve ambargoların  uygulanmasına öncülük etmekte, insan haklarından bahseden AB ve diğerleri de  buna seyirci kalmaktadır. Rum Yönetimi’nin bu tutumu kabul edilemez  olup, insan haklarına da aykırıdır.
Hala daha devam etmekte olan hakimiyetçi Rum zihniyetine göre  kendileri Kıbrıs’ın tek hakimi,  Kıbrıs Türk halkı ise azınlıktır.  Yine bu zihniyete göre bir Rum devletine dönüşen Kıbrıs Cumhuriyeti Kıbrıs’ın tek hükümeti olup , KKTC ise yok sayılmaktadır.  Bunu da kabul etmemiz mümkün değildir.  Kıbrıs’ta iki ayrı devlet vardır ve Kıbrıs Türk halkının da devleti KKTC’dir.  Kıbrıs Türk halkının iradesi ile egemenliğinden kaynaklanan KKTC elbette ki uluslararası ilişkilerini sürdürecek, hiçbir güç bunu engelleyemeyecek ve bayraklarımız da gönderde dalgalanmaya devam edecektir.
Rum Yönetimi’ne tavsiyemiz,  ırkçılık ve düşmanlık içeren  tutum ve davranışlarına son vermesi, insan haklarına saygılı olması, anlaşma çağrılarımıza olumlu yanıt vermesidir. Unutulmamalıdır ki, Kıbrıs Türk halkı  bu adada  en az Rumlar kadar her türlü haklara sahiptir ve haklarından asla vazgeçmeyecektir.”